Sevgisiz Büyüyen Çocuklar: Kaybolan Renkler ve Umut Işığı
- Şeymanur ERTÜRK
- 18 Mar
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 31 Mar

Bir çocuk dünyaya gözlerini açtığında, sevgiyi hissetmek ister. Sarıp sarmalanmak, sıcak bir dokunuşla büyümek ister. Oysa bazı çocuklar, bu şefkatten mahrum kalır. Yalnızlığın soğuk rüzgârları ruhlarını titretir, kalpleri suskun, gözleri dalgın olur. Sevgisiz büyüyen bir çocuk, içindeki ışığı söndürmeden yaşamak için savaş verir. Bu makalede, sevgiden mahrum kalan çocukların iç dünyasına dokunacak, onların kırılgan ruhlarına nasıl umut olunabileceğini keşfedeceğiz.
Sevgisizliğin Gölgesinde Büyümek :Sevgisiz Büyüyen Çocuklar
Sevgiyle yoğrulmayan bir yürek, kırılgan bir dal gibi savrulur. Küçük bir çocuk, anne babasının sıcaklığını hissetmediğinde, içindeki dünyayı suskun bir kışa çevirir. Eksik kalan her sarılma, her güzel söz, onun kendine duyduğu sevgiyi de eksiltir. Bir zamanlar kahkahalarla dolması gereken odalar, sessizliğin uğultusuyla dolar.
Sevgi görmeyen, sevgisiz büyüyen çocuklar , gölgeler içinde büyür. Kendilerine inançları azalır, dünyaya güvenleri sarsılır. İnsanlarla bağ kurmakta zorlanır, kalplerine bir duvar örerler. Öyle ki, bir gün birisi içeri sızmak istese bile, bu duvarlar onları engeller. Empati kurmakta, sevilmeye layık olduklarını hissetmekte zorlanırlar. Oysa en küçük bir ilgi, o taşlaşmış duvarlarda çatlaklar oluşturabilir.
Sevginin yokluğu, bazen sessiz bir çığlığa dönüşür, bazen de fırtınalar koparır içinde. Kimisi bu eksikliği içine gömüp sessizleşir, kimisi öfkeye sarılır, hayata karşı bir başkaldırı başlatır. İçlerindeki boşluğu doldurmak için kimi zaman yanlış yollara sapabilir, sevgisizliğin izlerini taşır şekilde büyürler.
Şefkatin Dokunuşu: Sevgisizliği Onarmak
Sevgi eksikliği bir çocuğun kaderi olmamalıdır. Onları sarmalayan bu soğukluktan çıkaracak olan şey, bir gülümseme, içten bir ilgi, samimi bir dokunuş olabilir. Ebeveynler, sevgilerini göstermekten çekinmemeli, çocuklarının yüreklerini şefkatle yoğurmalıdır. Bir çocuğun gözlerine sevgiyle bakmak, ona "sen değerlisin" diyebilmek, hayatında büyük bir değişim yaratabilir.
Sevgisizliğin yaralarını sarmak için uzman desteği de büyük önem taşır. Oyun terapisiyle çocukların iç dünyasına dokunulabilir, bilişsel davranışçı terapi ile korkuları, güvensizlikleri aşmaları sağlanabilir. Okullar, çocuklar için bir liman olmalı, öğretmenler yalnız kalan ruhlara birer umut ışığı yakmalıdır. Onlara sevgiyle yaklaşılan her an, buz tutmuş kalpleri çözebilir.
Dünyanın en güzel melodisi, sevgiyle büyüyen bir çocuğun kahkahasıdır. Bir çocuk sevildiğini hissettiğinde, dünya onun için daha anlamlı hale gelir. Sevgi, en büyük ilham kaynağıdır ve her çocuğun bunu doya doya yaşama hakkı vardır. Onlara sevgiyi sunmak, umut olmak, yaralarını sarmak hepimizin sorumluluğudur.
Bir çocuk sevgisiz büyüdüğünde, içindeki renkler solmaya başlar. Ama sevgi, her şeyi onaran bir iksir gibidir. Zamanında eksik kalan sevgiyi telafi etmek zor olsa da imkânsız değildir. Yüreklere şefkat ekildiğinde, geçmişin yaraları iyileşir, çocuklar yeniden umut dolu bir dünyaya adım atar. Sevgi, bir çocuğun en büyük hakkıdır ve bu hakkı onlara vermek, insanlığın en kutsal görevlerinden biridir.
Klinik Psikolog Şeymanur Ertürk - Sakarya Psikolog Oyun Terapisi-Çocuk ve Yetşkin Terapisi-Emdr Terapisi- MOXO DEHB Dikkat Eksiklği ve Hiperaktivite Testi, İlişki ve Çift Terapisi, Aile Danışmanlığı