Mindfulness yaklaşımının katkı sağlayışına yaşantısal örnek: Mozart, Mozart olmazdı.
- Şeymanur ERTÜRK
- 24 Şub
- 1 dakikada okunur

Biz anı kaçırırken kaçırdığımız sadece an olmuyor. Nice şeyleri farkında bile olmuyoruz. Mozart 9 yaşındayken klavyeni kusursuz şekilde çalarak Viyana sarayını şaşırttı. Bunun gibi tarihte çok örnekler var.
Yakın tarihe gelecek olursak, şimdiler de varolan potansiyeli görmek zorlaştı. Bilgimiz arttı ama farkındalık düzeyimiz de ciddi gerilemeler başladı. Mindfulness yaklaşımının katkı sağlayışı üzerine ve de
ACT terapistleri için ciddi bir slogandır:
“Zihninden çık, hayatına gir”
Bir bak. Görmek böyle başlar. Farketmekte hemen sonrasında gelir.
Şimdiler de, konuşanı dinlemeye, dikkatimizi veremediğimiz, bir işte uzun süre odaklı kalamadığımız, birine uzun süre konsantre olamadığımız bir dönemde Mozart, Mozart olamazdı.
Alkışlanır, belki harikaydı, güzeldi denirdi, sonra hepimiz telefonlarımızla olan dünyamıza dalar giderdik.
Evet, Mozart, Mozart olamazdı.
Özellikle hayat paydamızda, temasımızdaki insanlarla kurduğumuz aktif veya pasif ilişkide, Esnek perspektifte “etiketlemeden”
Hakikaten, açık, samimi, farkedildiğimizi, anlaşıldığımızı hissettiğimiz ilişkiler kurabilsek bu iyileştirir ve geliştirir.